Sevgili okuyucular,

Önceki yazımı yazalı bir ay oldu. Gençlerin sorunlarının çözülmediği, sorularını çalındığını söyleyerek bitirmiştim.

Bu soru çalma, soru verme, soru ezberletme işlemleri nedense 2002 den beri arttı. Bunun sebebi herhalde Bank Asya’nın açılışından sonra faizsiz kazanç ile helal(!) yaşamak isteyen ve bunun bedelini de cemaatlerine himmet ödeyerek geleceğini garanti altına alan bir kesim oluştu. Bank Asya o kadar büyüdü ki Türkiye futbol ligine bile sponsor oldu.

Bankayı açanları ise hiç unutamıyorum. Ne kadar mutlu görüntü vererek kurdele kesmişlerdi. Biliyor musunuz himmetin(!) biriktiği o muhteşem bankayı açanlarla da, bankayla da yolum hiiiç paralel olmadı.

Bankanın açılışında bulunan, Prof. olan tatlı bacımız Çiller ise hem parti üyesi acemiliğini atamadan, Doğru Yol Partisi Genel Başkanlığına tadına varmış bu bacımız, icaat ve beceriksizlikleriyle hem başkanı olduğu DYP’yi yok etti. Hem de Kitlesi merkez sağı gümlettti.

Sadece DYP’yi ve merkez sağı gümletmekle kalmadı, kendisiyle beraber siyaset mezarlığınının en karanlık köşesinde defnetti. Merkez sağın milliyetçi, muhafakazar ve kucaklayıcı seçmenini de siyasal İslamcıların kucağına attı. Mağdur siyasal İslamcıları iktidardan gitmemek üzere ülkenin başına bela etti.

Şimdi de kaçak imal edilmiş 154 şişe şarap, birkaç yüzmetrekare arsa ve birkaç ton beton için AKP’nin kuyruğu, engin iktisat birikimi ile Nebati’ye ise ışık kaynağı olmuş durumda.

Neyse hanım ablamızı bırakalım. Gelelim geçen ayın KPSS skandalına,

ÖSYM’nin sınavlarındaki yolsuzluklar 2008 den beri ayyuka çıkmış, en son 2022 Temmuz KPSS’i ile artık ortalığa saçılmış, üstü örtülemez hale gelmişti. İktidar ve haşmetlüsu ise derhalll tüm hışmıyla süper gücüne dayanarak soruşturmalar başlattı.

Soruşturmaların üzerinden 1 ay geçti ne oldu?

Şaibeli 20 soru, 3 soruya düştü. Yakında yanlış anlaşılma var deyip konuyu kapatırlar.

Sonuç: -ceğiz, - cağız diyerek hadi uykuya minnoşlarım diyecekler.

Bu arada başka neler oldu?

Cemevlerine saldırılar oldu. Haşmetlümuz olaya bir el attı, pir el attı

Cem evlerine ziyaretler oldu, herkes bir gecede Alevi oldu. Ha Alevi demişken kimse deKemal Kılıçdar’ğlu'nun Alevi olduğunu hatırlamadı. Ehl-i sünnet kesimde bu ziyaretlere haşmetin korkusundan sessiz kaldı.

Cemevlerinde tabloların,resimlerin yer değiştirilmesi olayına da burada girmeyeceğim.

Alevi seviciliği Muharrem Ayında top seviyesine çıkmış iken, Muharrem ayındaki askeri şura kararları ile Albayların bir kısmı Alevi olduğu gerekçesiyle, kadrosuzluk nedeniyle emekli edildi. Bazı subaylar da Alevi olmadığı halde Alevi denerek iktidarla aynı düşünmediği için emekli edildi. Kimse de bunun farkında değil.

Hadi bu konuyu da geçtik…

Gündemin süratle değiştiği ülkemizde, dolmakalem gastacı, haksız tahrik yaparak TV programında gerginlik çıkarınca, bir milletvekilinin yanında gelen şahıs tarafından darp edildi. Herkes ayağa kalktı, nasıl eder, zaten Cemal Enginyurt hep böyle yapar linçi başlatıldı.

Başladı da linç edenler adalet için linç başlatmadılar. Cemal Enginyurt saf değiştirdi diye linç başlattılar. Aynı linci eski futbolcu Alpay’ın CHP milletvekili Özgür Özel’e darbında başlattılar mı hayır. Peki iktidara muhalif gazeteci Yavuz Selim Demirağ dövülünce başlattılar mı? AKP eskisi, Taze DEVA’lı Özdağlar’a yapılan saldırıda başlattılar mı? Hayır! Neden başlatmazlar çünkü muhalif taraftalar da ondan…

Latif efendi, iktidarın gücünü arkasına almış. Ortalığı kasıp kavurup, mağdur olduğuna dair yayınlatacağım dediği Cemal Enginyurt küfürlerini yayınlatamadı. Niye? Yokta ondan…

Enginyurt’un kendisine ettiği aslında küfürleri kendisi Enginyurt’a etmiş. Latif efendi bunun karşılığında da para(!) almış.

Dekontunu Ankara siyasetine hakim Ankara Kuşu twitter hesabı yayınladı.

Gelelim, gündeme;

Erzurum milletvekili bir bacımız, hayatının mihenkine 6666 ayeti almaya çalışırken, 84000000 $ (seksendört milyon doları) eklemiş. Koca 84 milyon dolar, bu parayla Artvin’de ne yatırımlar yapılmaz. Yol, su, elektrik, doğalgaz, okul sorunları çözülür, bir de Artvin spor şampiyonluğa oynar.

 Bende Hemen iktidar gibi konuyu kapatıp, Yunanistan’ın şımarıklarını gündeme getirip, Türk karasularında olan ve aidiyeti anlaşmalarda belirlenmeyen, 18 yıldan beri işgal altındaki adalarımızı, kamuoyuna hatırlatayım. Milliyetçi vatansever duygulara sahip haşmetlü; halka bir gece ansızın gelebiliriz nidalarıyla 84 milyonu unutun siz fakirler, zaten çalmasını da bilmiyorsunuz deyip adalar meselesini gündem yaptı. Ama altında kaldı. Çünkü bizi Anadolu’ya getiren öncü Süleyman Şah türbesini eski yerine koyamadığını, Kıbrıs Türkünün egemenlik hakkını yes be anemcilerle yediğini, KKTC’nin kurucusu ve Kıbrıs Türkünün lideri Denktaş’ı Türkiye’den kovduğunu unutmuştu. Gerçi bütün bunları da Davutoğlu’na yükleyerek durumdan kurtulur.

Zamları da Allaha havele eder. Sabır, şükür nidalarıyla slogan atarlar, mercedesleriyle gezmeye, birden çok yerden maaş almaya devam ederler.

Altılı masayı yıpratmak için HDP ile berabersiniz derler, ama kendilerinin, megri megriyi söylediklerini, terörist sevici Barzani’yi AKP büyük kongresinde Türkiye seninle gurur duyuyor diye alkışladıklarını, çadır mahkemelerini, askere ve polise operasyon yaptırmadıklarını, Cumhuriyetin kuruluş gününde peşmergeyi Habur’dan sokup, cilve özünden uğurladıklarını, altı ay sonrada Arap pınarında o peşmergeyle mehmetçiğimizi çatıştırdıklarını, terörist  başının mektubunu TRT’den okuttuklarını, Malum kanlı katilin kardeşini (eski terörist) yeni fırıncı osmanı TRT’ye çıkardıklarını, Akp’li yöneticilerin apo sevici demeçlerini unutmuş halde Millet ittifakına saldırıyorlar.

Özetle;

KPSS soru soruşturması uykuya gitti

KPSS sorularının çalınması işi 6’lı masanın işi değil, sizin işinizdir. Suç ortağınız dün FETÖ idi, bugün diğer cemaatlerdir.

Gelecek gasbı işine devam ediyorsunuz.

Kendinizi AK LA MAK için soruşturma yapıyorsunuz. Bu işten de en zayıf halkanızın üzerine suç artarak kurtulacaksınız.

Alevilik bir mezheptir. Bana göre İslam da mezhep ve cemaat yoktur. Mezhepçilik ve ümmetçilik, asırlardan beri Türklüğün başına bela olmuştur. Vazgeçin. Hazreti Muhammed(S.A.V)’in mezhebi yoktu. Baştacımız Kur’an da da yok.

Mezhepçilik islamiyetin ve Kardeş kavgasının nifakıdır.. Cemaatleşme işi Allah’a yakınlaştırmıyor. Menfaatlere ve çıkarlara ulaştırıyor. Buda sınavlarla, yolsuzluklarla alenileşiyor.

Gelelim kadrosu olduğu halde kadrosuzluktan emekli edilen albaylara… Şaka değil, o müthiş Devlet Denetleme Kurulu, adamı istediği torbaya koyuyor. İster beyaz, ister kırmızı ister yeşil torbaya.

Kırmızı torbaya girenlere kaymış selam söylüyor. Komutanlık yarışında yeşil torbadakiler rakipsiz bırakılıyor. Beyaz torbadakilere de şimdilik devam edin gelecek yaza bakarız diyorlar.

2018’de hızlanan Albay kıyımı 2022’de devam ediyor. Tecrübeli Genel Kurmay Başkanı tecrübeli albayları ve kuvvet komutanlarını emekli ediyor.

Kimse kıyımı anlamıyor. Çünkü ateş cürufu kadar yer yakıyor.

***

Gelelim Enginyurt’a

Sert siyasetçi ama halkın dilinden, halkın sorunlarını anlatıyor. Tarzı değişik olsa da mücadeleci olduğundan beğeniyorum. Bazen de Tunceli Milletvekili Kamer Genç’i hatırlatıyor.

Enginyurt Partisi adına İstanbul Adliyesine giderek Taşkesenliğioğlu hakkındaki iddiaların araştırılması için suç duyurusunda bulunuyor. Doğruyu yapıyor. Enginyurt kavgasıyla değil söylediklerinin doğruluğu ile değerlendirilmeli...

HDP ile siyaset birlikteliği herkesin elini yakar.

Çözüm tüm Türkiye’yi kucaklayıcı olmalıdır. Derdiniz de, fikriniz de millet olmalı, yeter söz milletindir diyebilmelisiniz.

Devri sabık yapılmalıdır deyip, dönemin kirliliklerinin sorgulaması gerekir demelisiniz…

Son olarak;

Bütün meselerde iktidar ve muhalefet:

Günah nedir? Mübah nedir? Bunların tarifini, adamına, zümresine göre değişik şekilde tarif etmemelidir.

Hanım kırarsa kaza, halayık kırarsa kabahat dememelidir.

Gündemin kalabaklığından biraz uzattık. Selamlar..