Artvin’in Şavşat ilçesi tarihi eser bakımından en zengin ilk üç ilçeden bir tanesidir. Ardanuç ve Yusufeli’nin ardından üçüncü sırada yer alır.
Ancak Şavşat’ta da tarihi eserlerin hiçbir önemi yok. Bakımsız, atıl ve hiçbir şekilde kültürümüze ve turizme sunulamamış gariban, viran kalmış ören yerleri durumunda.
Şavşat Cevizli köyünde bulunan Tibet Kilise’sinin hikâyesi gerçekten yürek burkan cinsten…
BU ESERLER DEFİNE AVCILARI VE TARİHİ ESER KAÇAKÇILARININ HEDEFİ OLUYOR
1950’li yıllarda dönemin kaymakamı bu kiliseyi yıktırmak için 19 tane delgi yaptırarak içine dinamit yerleştiriyor. Bunlardan 18 tanesi patlıyor, bir tanesi patlamıyor. Bundan dolayı tarihi kilise büyük zarar görüyor. Hikâyeyi o günleri yaşayan köyün yaşlıları anlatıyor. Ve daha sonra 7 Mart 1957 yılında kubbesi çöküyor. Değerli parçaları çalınıyor, etrafında define avcıları kazılar yapıyor ve yapıya büyük zararlar veriliyor. Tibet Kilisesi de tıpkı diğer eserler gibi Allah’a emanet. Orada oturanlar bakıyor, gözetliyor. Burada da köylüler gönüllü korumacılığını yapıyor. Şavşat Söğütlü Mahallesi’ndeki tarihi mezarlık ise insafsız define avcılarının mekânı olmuş. Daha bir buçuk iki ay önce buradaki tarihi bir mezarın kazıldığını gördük.
Cevizli köyündeki tarihi Tibet Kilisesi hakkında konuştuğumuz köy sakinlerinden Mithat Dursun, Bayram Dursun, Alim Öztan, Hayrullah Kaya ve Torun Aksoy; o yıllara ait anılarını anlattılar. Mithat Dursun 1950’li yıllarda dönemin kaymakamının kilisenin 19 yerinde delgi yaptırıp havaya uçurmayı istemesinin tam bir cehalet, insanlık mirasına düşmanlık ve büyük hata olarak yorumladığını belirterek:
DÖNEMİN KAYMAKAMI YIKTIRMAK İSTİYOR DİNAMİTLETİYOR!
“1950’li yıllarda gelen dönemin kaymakamı bu kiliseyi yıktırma emri veriyor. Muhtelif yerlerine 19 delik açtırıyor 18’i patlıyor bir tanesi patlamıyor. Sonuçta Kilise yıkılmıyor ama büyük zarar görüyor. Bu bir tarih. Bizden önce yaşayan kavim, medeniyet her neyse yaşadığı dönemde bu eseri bırakmış. Daha sonra gelenler kendi kültürlerini anlatan eserleri bırakmışlardır. Ben o düşünceyi hiçbir zaman anlamadım. Şimdi koruma altında. Ama korumayı biz yapıyoruz. Köye girenleri takip ediyoruz. Bu yapının orijinal fotoğraflarını Gürcistan’da buldum. Şeması ve bilgileri vardır. Bu kilise bir dönem Cami olarak da kullanıldı. 1957’de kubbe kısmı çöktü. Şayet eğitim ve kültür kenti Artvin diyorsak değerlerimizi korumalıyız. Bir turist neden gelir? Artvin’de tarih, inanç ve doğa turizmini yapabilmek için bu eserlerimize sahip çıkmalıyız. Şimdi Batum’da cami var diye orada yaşayanların, Gürcistan’ın yıkması mı gerekiyor? O Cami sayesinde Batum’da turizm hareketliliği yaşıyor. Tam hizasında da kilise bulunuyor. İsteyen kiliseyse gider isteyen camiye neye inanıyorsa öyle yaşar.
KUBBE 7 MART 1957’DE ÇÖKÜYOR. BEN O GÜN DOĞMUŞUM!
7 Mart 1957 tarihinde dünyaya geldiğini belirten Bayram Dursun, “Benim doğduğum gece kilisenin kubbesi çöküyor. Anlatılan o dur ki; 7 Mart 1957 tarihinde burada Artvin’in Kurtuluş’u kutlamaları yapılırken tarihi kilisenin kubbesi çöküyor. Çökmesinde hangi kaymakam olduğunu bilmiyorum adını bilmiyorum, onun yaptığı dinamitlemeden kaynaklandığını düşünüyorum.”dedi.
ARTVİN’DEKİ TÜM TARİHİ ESERLER HER GEÇEN GÜN YOK OLUYOR!
08 HABER olarak diyoruz ki; Şavşat’taki tarihi eserlerin hali içler acısı. Artvin’de restorasyon bekleyen onlarca eser her geçen gün yok olurken, buna karşın Kültür Turizm İl Müdürlüğünün ne yaptığı, nasıl çalıştığı bilinmiyor. 2000 yılından bugüne kadar toplam yapılan; eski Askerlik Şubesi’in tadilatı, Kültürevinin açılması, birkaç kemer köprünün hatalı tadilatları, Artvin Kalesi’nde yapılan tadilat. Bir de 7 yıldır Şavşat Kalesi’nde yapılan kazı çalışmaları. Bu konuda ise kimsenin bir bildiği yok. Bu kazıyı yapan ekibin başındaki Osman Aytekin’in en azından yıllık rapor şeklinde bir açıklama yapmaması ise ne iş yapıldığı noktasında soru işaretleri üretiyor…
Ardanuç Adakale’de bulunan bütün tarihi eserlerimiz her geçen gün biraz daha yok olmaya devam ediyor. Tarih bilinci gelişmemiş ülkelerin gelecekte büyük sıkıntılar yaşayarak yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı muhakkaktır.
BERTA KÖPRÜSÜ’NE 21. YÜZYILIN EN TRAJİ KOMİK BATIRILIŞ!
Tarihi Berta Köprüsü’ne yapılanlar ise Artvin’de son yıllarda yapılmış en tuhaf işti. Karadeniz fıkralarına rahmet okutan bu projede önce köprü sıva edildi, esasında harca bulandı, sonra çamur ve çöplere teslim dilerek yok edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı Artvin’de yok olmakta olan tarihimiz için acilen kriz masası oluşturarak bir an önce müdahalede bulunmalı. Yoksa binlerce yıllık eserler göz göre yok olacak
TİBET KİLİSESİ VE MANASTIRI
Tibet Kilisesi Artvin İli, Şavşat İlçesi, Cevizli Köyü’ndedir. Tibet Manastırı’ndan günümüze bir kilise ve bir şapel ulaşmıştır.
Kilise Gürcü Kralı Kuropalates Gurgen’in ölümünden sonra oğlu Aşot Kuhi (899–918) tarafından inşa ettirilmiştir. Meryemana’ya adanmış olan kilise Piskopos Stephane tarafından kutsanarak ibadete açılır.
Manastır kısa sürede sonra bölgenin önemli dini ve kültür merkezi haline gelir. 995 yılında burada yazılmış olan ve çok büyük sanatsal değer taşıyan bir İncil bugün St. Petersburg Halk Kütüphanesi’ndedir. Dıştan onaltıgen içten yuvarlak bir plana sahip olan bu kilisenin üzerine bilinmeyen bir nedenle, 11. yüzyılın ilk yarısında yeni bir kilise inşa edilir. Kilise 12. ve 13. yüzyıllarda birkaç önemli onarım daha geçirir. Bu onarımlar sırasında kilisenin dış duvarları düzgün kesme taşlarla kaplanır ve yine dış duvarlara kabartma tekniğinde süslemeler yapılır.
Bölgenin İslamlaşmasından sonra kilise, cami olarak kullanılmaya başlanır.
1885 yılında kubbesine yıldırım düşmesi sonucu hasar görmüş olan kilisenin camii işlevi 1889 yılında sona erer. Bir süre yanındaki okulun tiyatro salonu olarak kullanılan kilisenin 1957 yılında kubbesi ile birlikte batı bölümü tamamen yıkılır.
Manastır Kilisesi, kuzeyine bitişen şapeliyle birlikte 22.40x22.80 m. boyutlarındadır. Kilisenin orijinal planı, sonradan yapılan eklemelerle çok değişmiştir. Günümüze harap halde ulaşan kilise serbest haç planlıdır. Kiliseye giriş batı haç kolunun kuzey duvarından sağlanır.
Orta mekân dört serbest destek üzerinde yükselen kubbe ile örtülmüş ve dört yönde haç kolları ile genişletilmiştir. Doğuda apsis ve iki yanında ikişer katlı birer oda vardır.
Kilisenin batı haç kolunda bir galeri katı ve kuzey haç kolunun dış duvarına bitişik bir şapel bulunur. Kilisenin günümüze ulaşan doğu ve güney duvarları düzgün kesme taşlarla örülmüştür. Duvar yüzeyleri üç kademeli kör kemer dizileri ile hareketlendirilmiştir. Dışta pencere ve kapı çerçevelerine kabartma tekniğinde geometrik ve bitkisel bezemeler işlenmiştir.
Bu haber 12444 kez okundu.
Yazan :
Kaynak : Sami ÖZÇELİK