SUSUZ KILIÇKAYA DERESİ"NDE Kİ HES ISRARININ ALTINDA NE VAR?
Türkiye´de kuru dereye (Kılıçkaya Deresinde su yok!) HES yapılan belki de ilk yerlerden biri olan Kılıçkaya Deresi olacak! Daha önce 1930 yılında Türkiye´nin ilk kadın belediye başkanını seçen ve 2013 yılında beldelikten düşürülerek köye döndürülen Kılıçkaya, hidroelektrik santrallerine karşı mücadele veriyor.
İstanbul- Kılıçkaya Derneği Başkanı ve Kılıçkaýa Üretim Kooperatifi Başkanı Ayşe Katkat, HES konusuyla ilgili açıklama yaptı. Artvin İl Genel Meclisi´nde görüşülen Kılıçkaya HES´in yapılması yönünde AKP’li üyelerin olumlu yönde oy kullanmasıyla onaylandı. Bu gelişmeler üzerine Başkan Katkat yazılı olarak şu açıklamayı yaptı;
"Değerli Artvinliler, Belki birçok kişiye zaman alıcı ve konu tekrarı gibi gelebilir ancak, can yanınca ses çıkıyor ve ortak sorunlar nedeniyle burada paylaşmak zorundayım. Konu sıcak çünkü.
Artvin İl Genel Meclisi İmar ve Turizm Komisyonu Başkanı Arhavili Hüseyin Uzunhasanoğlu, bu konuşmalarında, Arhavi Pilarget HES´e itirazını savunurken özetle" ... Arhavi halkının yaşam alanıdır, onları gerer, tepki gösterirler.." derken
"Kılıçkaya halkı ve muhtarla görüşüldü, gittik inceledik, HES’in oraya bir zararı yok, oradakilerin de itirazı yok" vs. gibi akla, mantığa ve gerçeğe aykırı ifadeler kullanıyor.
Zira gerçekler boğazında düğümleniyor ve kendi deresini ayrı tutup diğer dereleri kurban etti. Aynı meclis toplantısında bulunan değerli gazetecilerimiz Sn. Sami Özçelik ve Sn. Eren Dağıstanlı´da bu çelişkili durumu ortaya koyan paylaşımlar yaptılar. Sağ olsunlar.
Bir kere Kılıçkaya halkı hem 2012’de hem 2014’te HES’e tüm gücüyle hayır dedi ve ÇED aşamasında bilgilendirme toplantılarını protesto etti. Nihai ÇED raporu ise yasa gereği köyde 1 ay süreyle ilana çıkarılması gerekirken köye tebliğ dahi edilmedi. Köyde herhangi bir işlem başlatılmadığından, köylü iptal edildiğini düşünürken 6 yıl sonra Temmuz 2020’de tesadüf eseri, İl Genel Meclisi gündemine alındığı öğrenilip anında olaya müdahaleyle tekrar itirazlar edilip, devletin ilgili kurumlarına, C.Başk. Başdanışmanı- Eski Artvin M.Vek. Sn İsrafil Kışla´ya, Artvin M.Vekilleri Sn. Erkan Balta ve Sn. Uğur Bayraktutan´a, Artvin Valiliğine, Yusufeli Kaymakamlığına yazılar gönderilerek " tek deremize, can suyumuza HES kurulmaması" istenmiştir. (DSİ hariç hiç birinden bir yanıt alınamamıştır.)
Ayrıca son meclis toplantısında da, İmar Kom.Bşk. Hüseyin Uzunhasanoğlu tarafından "Kılıçkaya´ya tekrar gidip inceleme yaptık, kişilerle görüştük" denildiğinde de biz ve CHP’li meclis üyeleri " Ne zaman gittiniz, kimle görüştünüz, tarih ve isim verin" dedik ama cevap vermediler çünkü Temmuz 2020’den sonra köye bu konuda gelen olmadı.
Dolayısıyla, AKP´nin klasik "ya bendensin, ya da bertaraf olursun" anlayışı bu alanda da tescillendi. İl genel meclisinde çoğunlukta olan AKP meclis üyelerinin grup kararı ile tüm HES’ler birer birer onaylanıyor. (bir tek Arhavi Plargetteki bu HES’e AKP’li Hüseyin Bey kendi deresi olduğu için hayır dedi. )
Yargı yolu açıkmış. Birçok HES iptal oluyormuş. (AKP Artvin İl Başkanı o gün çokça-yüz tane.. olduğunu söyledi?) Tamam da beyler, hukuk önünde yaptırılan teknik tetkik ve saha incelemeleri, bilirkişi görüşleriyle bu HES’ler iptal oluyorsa, bu ÇED raporlarına, imar izinlerine, yani HES’lere onay veren Devlet kurumları neye göre onay veriyor. Oradaki teknik kadrolarınız nasıl hesap yapıyor.
Masa başında, sırf firmaların isimlerine göre mi işlem yapıyorsunuz? O zaman yargıda iptal edilen HES’lere onay vermiş Devlet görevlilerinin sorumluluğuna gidiliyor mu? Devleti, milleti yanıltmak, devletin vatandaş nezdindeki itibarını zedelemek, doğaya ve canlılara zarar vermek, görevini kötüye kullanmak, suistimal, yargıyı meşgul etmek...vs. den hesap soruluyor mu, yargılanıyorlar mı? Bugün köyde kendi arazinizdeki bir kuru ağacı bile orman işletmesinden izin almadan kesemiyorsunuz da yanlış ÇED onayıyla yüzlerce ağaca, bitkiye, tarım alanına, canlılara, doğaya kalıcı zarar verilebiliyor. Bu nasıl bir yönetim anlayışıdır? Söyleyecek çok şey var. Ama muhatap yok. Ses gitse de duyan yok...
Sn Hüseyin Uzunhasanoğlu´nun son Pilarget ve Kılıçkaya´ daki HES’lerle ilgili bu şaşırtıcı, çarpıcı konuşmalarda; ülkenin elektrik üretimine ihtiyacı var ama başka yöntemlerle yapılsın, yaşam alanlarındaki derelere dokunulmasın... Grup kararlarıyla hareket edilmesin, gerçekçi hareket edilsin, hatta Sn.C.Başkanı´na seslenerek şu, bu köyler yıllardır AKP’nin kalesidir, onları böyle cezalandıracak mıyız?
Bir çözüm bulunsun... Mealinde konuşuyor.
Kendisinin iyi niyetinden şüphem yok, ancak son durumda öyle bir acı noktaya geldi ki, kendi deresi ve insanı için vicdanıyla başbaşa kaldı. Durduğu yer başka söyledi, vicdanı başka.
Şimdi ya yerini değiştirecek ya da vicdanını. Başka dereler için vicdanını kandırabilmiş miydi? Kendi bilir. Hak, hukuk, adalet herkes için olmazsa olmaz olmalı. Bir gün mutlaka herkese gerekiyor.
Biz de Kılıçkayalılar olarak deremizi yüce yargının adaletiyle kurtaracağımız günü bekliyoruz." dedi.
Bu haber 3536 kez okundu.
Yazan :
Kaynak :