Toplumumuzda sıkça söylenen bir söz var. “Ekmek aslanın ağzında.” Ne yazık ki günümüzde aslanın midesinde, hatta bağırsaklarında demek daha doğrudur!.
!. Aslında bu söz sanatı olanlar ve kalifiye personel için geçerli değildir. İşsizliğin en büyük nedeni kesinlikle mesleksizlik... Mesleğiniz yoksa siz kronik olarak işsizsiniz demektir. Siyasilerin ağzına bakarsınız ki, çaycılık, temizlik, torpil olursa özel güvenlik işine kapak atmak istersiniz. Ancak günümüzde o kadar çok işsiz var ki; size sıra gelir mi? Üniversiteden mezun olmuş, öğretmen olmayı hak etmiş 400 bin civarında genç yıllarca atanmayı bekliyor. Atanamayanlar sözleşmeli olarak Asgari ücretle vekil öğretmenlik yapıyor. Ama mesleğiniz varsa, işinizde de iyi iseniz işsizlik sorunu yaşamazsınız. Bunun oldukça fazla örneği var.
Zor meslek grubunun başında gazetecilik gelir. Gazetecilik sektörü son yıllarda kan kaybediyor. Çünkü hem çok zor hem de ekonomik olarak pek gelecek vaat etmeyen, bu yüzden tercih edilmeyen mesleklerin başında geliyor. Gazetecilik için genelde erkeklerin işi dense de bu söylemi ters köşe eden bayanlar da var. Artvin genelinde gazeteciliği hem mutfağında, hem vitrinde, hem de sahada yapabilen ender gazeteci emekçisi Semra Yılmaz, Artvin’deki bir kaç örnekten bir tanesi.
Gazeteciliğe 4 yıl önce reklam departmanında başlamış. Yani gazeteciliğin sadece ticari kısmıyla... Ardından gazete dağıtıcılığı yapmış. İki yıl önce tasarımı öğrenmiş, Bir yıl önce de baskıya başlamış. A’dan Z’ye gazeteciliğin bütün alanında kendisini yetiştirmiş. Son günlerde muhabirliğe başlamış. İlk röportajını da yine gazeteci olan ağabeyi; Metin Merttürk ile yapmış. Gazeteciliğin en keyifli, ancak en zor kısmının muhabirlik olduğunu söylüyor.
Semra Yılmaz 1989 yılında Pırnallı’da (Porta)doğmuş. Orta öğretime kadar okuyabilmiş. Çalışkanlığı, iş yapabilme azmi birçok kadının hayal bile edemeyeceği işleri birçok erkekten daha güzel ve daha hızlı yapabilen kabiliyetli, çalışkan bir yapısı var.
Semra Yılmaz, 08 Haber gazetesine gazeteciliğe geliş serüveni ve gazetecilik sonrası ile ilgili bir röportaj verdi. Sami Özçelik’in sorularını yanıtlayan Semra Yılmaz’ın söyleşisini siz değerli okurlarımızla paylaşıyoruz.
SEMRA YILMAZ KİMDİR? KENDİNİZİ TANITIR MISINIZ?
Semra Yılmaz, 3 çocuklu Ortaköylü Yılmaz ailesinin bir ferdidir. Çeşitli nedenlerden dolayı yüksek tahsil yapamadık. O zaman hayata kısa yoldan atılmak gerekiyordu. Ben de onu yaptım. Artvin coğrafya olarak çok güzel bir cennettir. Ama bu İl’e bir tek üçüncü sınıf kara yolu ile ulaşım sağlanabiliyor. Bu da hayata bir sıfır yenik başlamamızın en büyük nedenidir. Eğer bir yere ulaşım yoksa orası sizin değildir. Ay’a ulaşım olsaydı, şimdi hafta sonları oraya turistik geziler düzenlenirdi. Ama 1969 yılında Amerika Ay’a çıktım dedi. Gerisi gelmedi!. Açık söyleyeyim. Onların Ay’a çıktıklarından şüphem var.
Çünkü 1969 yılındaki teknoloji ile Ay’a çıkıldıysa şimdi asfaltlı yol yapılırdı. Bu yüzden kafamda çok büyük bir soru işareti var!.. Artvin’i de Ay’a benzetiyorum. Ulaşımı zor, ekonomik olarak kısıtlı imkânlara sahip... Göç nedeniyle sürekli daralan bir İl. Seçim döneminde yapay olarak arttı!. Ben çocukluğumdan beri çalışmayı, hareketli yaşamayı, kimsenin cesaret edemediği işleri kolaylıkla yapardım. İşte bu özellik beni gazetecilikle buluşturdu. Yani kimse aniden, birden bir mesleğin içine düşmez. Mutlaka evveliyatı, oraya gelmeden önceki bir hikâyesi vardır.
GAZETECİLİĞE NE ZAMAN NASIL VE NEDEN BAŞLADINIZ?
Gazeteciliğe gelmeden önce neler yaptığımı kısaca anlatayım. Özel güvenlik olarak çalıştım. Lokantalarda komilik, garsonluk yaptım. Hani derler ya “ekmeğini taştan çıkartanlar” İşte ben buydum. Artvin’de gazeteler günlüğe geçtikten sonra bu alanda iş imkânı açıldı. 2010 yılında Artvin Post gazetesi Artvin Merkez’de yayınlanmaya başladı. Ben de müracaat ettim. İlk önce reklamcı olarak çalıştım. Ardından gazete dağıtıcılığını yaptım. Daha sonra ise tasarım kısmına geçtim. Derken gazete basımını yapmaya başladım. Bütün bunları 4 yıl gibi kısa süre içinde gerçekleştirdim.
PEKİ, BÜTÜN BUNLAR ZOR OLMUYOR MU? HEPSİNİ BİRDEN NASIL ÖĞRENDİNİZ?
İnsan azmettikten sonra başaramayacağı iş yoktur. Ben bu meslekleri öğrenmeseydim, şimdi işsiz olacaktım. Azim ve emek birleşince işsizlik kendiliğinden yok olur. Ya da asgari ücretle bir lokantada sabah 6.00’da işe başlayan akşam 22.00’ye kadar bulaşık yıkayan ayakları şişen, hayattan bıkmış, yorulmuş bir insan olacaktım. Ben bu işte çalıştığım için söylüyorum. Gerçekten çok zor ve çok yorucu bir iş... Buna iş derseniz tabii!.. Diyeceksiniz ki; bu iş kolay mı? Hayır, kolay değil. Ama çok prestijli, insanı mutlu eden yanları çok olan bir mesleğin içinde olmak insana huzur veriyor, güven veriyor.
SİZCE İŞSİZLİK VAR MIDIR? İŞSİZLİĞİN NEDENİ NEDİR?
Bence işsizlik yoktur. İş bilmemek vardır. Mesleksizlik vardır. Mesleğiniz yoksa zaten işsizsiniz. Çünkü eline keser alıp bir çivi, bile çakmamış insan her zaman işsizlik tehlikesiyle karşı karşıyadır. Maalesef okullarımızda mesleki yönden pek bir şey verilmiyor. Onun için fırsatınız varken meslek edinme kursların katılın. Meslek edinmenin yaşı yok. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi eğer hayat damarlarımızdan birinin kopmamasını istiyorsak mutlaka birden çok meslek edinmek gerekiyor.
HEM GAZETE BASIMI, HEM TASARIMI, HEM MUHABİRLİĞİ, HEM DE GAZETE DAĞTIMINI YAPARAK BUGÜNLERE GELMENİZDE KİMLERİN EMEĞİ OLMUŞTUR? HER HALDE GÖKTEN ZEMBİLLE GELMEDİNİZ?
Tabii ki birçok dostumuzun ailemin büyük katkı ve emekleri olmuştur. Başta Annem, babam kardeşlerim olmasa, onlar bana destek vermese, çalışmama izin vermeseydi, bugün sizinle konuşmuyor olacaktım. Daha sonra patronumuz UMG İmtiyaz Sahibi Sayın İsmet Başar bize güvenip, bu imkânları sunmasaydı yine bir yere gelemezdim. Mesleği öğrenene kadar çok kâğıt zayiatı verdim. Gazete tasarımı ve basımında birçok yanlışlar yaptım. Yanlışlıkla 30 Şubat yazılı gazete çıkardığım oldu. Ama bunlar mesleğin tatlı, masum anılarıdır. 08 Haber gazetesi de masumane bir hata nedeniyle dünya basınında yer almadı mı? Ben bu mesleğe ilk reklamla başladım. Reklamın iyisi kötüsü olmaz. 08 haber o günden beri çok tanınan ve bilinen bir gazete haline gelmedi mi? Ben kimseyi unutmak istemiyorum. Onun için kısaca benim bugünlere gelmemde emeği geçen herkese, arkadaşlarıma, dostlarıma, aileme çok teşekkür ediyorum.
GAZETECİLİK SİZCE NEDİR? TÜRKİYE’DE ARTVİN’DE GAZETECİ OLMAK NASIL BİR DUYGUDUR?
Gazetecilik çok zor ancak bir o kadar da cezbeden enteresan bir meslek olup, bu işi yapanları maddi yönden yarı aç yarı tok bırakan ama maneviyatı, prestiji nedeniyle en önemli meslek olarak kabul edilen seçkinlerin işidir. Bu işi yapacak olanın yüreği, cesareti ve ideali olacak. Yoksa “Ben gazeteciyim” diyen ve eline fotoğraf makinesini alan herkes gazeteci olamaz. Ben size Türkiye’deki tanınan gazetecileri sayın desem 5 kişi sayar altıncısında tıkanırsınız. Ama lafa gelince 3 bin 4 bin gazeteci var bu ülkede. Kimse kusura bakmasın görevini yapmayanlar, gazeteciliği sırtlamayanlar katkı sunmayanlar sözde gazetecidir. Bugün onun yarın şunun, O bir gün bir başkasının gazetecisi olurlar. Ama asla halkın, milletin, ülkenin gazetecisi olarak isim almazlar. Onun için gazeteci sayısı verilirken hep düşük sayı verilir. Gazeteciliğin vermiş olduğu sorumluluk ve buna karşın yaptığınız habercilik neticesinde insanlara fayda sağladığınızda size verdiği mutluluğu hiçbir şekilde ifade edemezsiniz. Zaten bu yönü olmasa bu meslek çekilmez, yapılmaz. Artvin’de gazeteci olmak bir kere fedakarlıktır, kendini Artvin ve Artvin halkı için feda etmektir. Tabii gerçekten gazetecilik yapıyorsanız! Çünkü gerek bürokratların, gerek siyasilerin korktuğu tek meslek grubu gazetecilerdir. Onun için Artvin’de gazetecilik yapanları ayrıca tebrik etmek gerekiyor.
GAZETECİLİKTEKİ HEDEFİNİZ NEDİR? BUNDAN SONRA NE YAPMAK İSTERSİNİZ?
Tasarımı yapabiliyorum. Baskıyı yapabiliyorum. Fotoğraf çekebiliyorum. Benim şu an en büyük hedefim haber yazmayı öğrenmek. Güzel ve iddialı haberlere imza atmak.. Artvin’de bu konuda isim yapmış ağabeylerimiz var. Onlardan bu işin püf noktasını öğrenmeye çalışıyorum. Özellikle haber metni yazarlığı başlı başına çok zor bir iş... Eğitim gerektiriyor. Çok kitap okumak gerekiyor, İmla kılavuzlarını takip etmek gerekiyor. Ben AFGAD kurucu üyesiyim. Bu konuda Artvin Faal Gazeteciler Derneği’nin eğitimle ilgili yapacağı ilk etkinliğin bu konu üzerinde yapılmasını istiyorum. Çünkü bu konuda çok az insan kendisini yetiştirmiştir. Buna çok büyük ihtiyacımız vardır diye düşünüyorum. Bu meslekte Artvin’de bundan daha yukarı çıkılır mı? Geçmişte bir tane örneği yok. Kimse üst lige çıkamamış. Ya mesleği bırakmış, yada Helen yerel kalmış. Onun için benim şimdilik hedefim haber manti yazabilen iyi bir muhabir olabilmek. Haberlerimle Artvin’de, Türkiye’de ses getirebilmektir.
BU MESLEĞE GİRMEK İSTEYEN BAYANLARA NELER SÖYLERSİNİZ? GAZETECİLİĞİ ÖNERİYOR MUSUNUZ?
Gazetecilik erkek egemenliğinde olan mesleklerden birisi… Hani derler ya “Elinin hamuruyla erkek işine karışma” diye. Ben bu tür sözlere fena takılıyorum. Ne yani erkekler lokantalarda aşçılık yapıyorlar, fırınlarda ekmek yoğuruyorlar. Onlar ne oluyor? Veya terzilik yapıyorlar. Ben bunlara katılmıyorum. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde otobüs kullanan kadın bir kaptan var. Avrupa yakasının tek kadın sürücüsü Şengül Kılıç... Kaptan Kılıç bu mesleğin kadın erkek mesleği değil, insan olanların yeteneği olanların yapabileceği meslek olduğunu göstermiştir. O trafikte erkeklerden daha dikkatli araç kullanıyor. Bugün Türkiye’de araç kullanan on binlerce bayan sürücü var. Ama Arabistan’da kadınlar araç kullanamıyor, yasak. İşte benim Atatürk’e sevdam ve hayranlığım bu yüzdendir. Türk kadınına özgürlüğü, insan onuruyla yaşamayı, seçmeyi, seçilmeyi birçok Avrupa ülkesinden önce yasalarla verdi. Ama ne yazık ki bunun farkında olmayan milyonlarca kadın bu haklarından habersiz yaşamaya devam ediyor. Kadınlar artık evde oturan, hiçbir şey yapmayan, sadece çocuk büyüten, kocasının eline bakan, biçare yaşamı değil, ayakları üzerinde durabilen yaşamı tercih etmelidirler.
ARTVİN’DE YAŞAMAK, ARTVİNLİ OLMAK SİZİN İÇİN NE İFADE EDİYOR?
Herkes derki; Artvin benim sevdam. Ama bunun için ne yapıyor diye baktığınızda hiçbir şey. Bunu söylerken gerekeni de yapmak gerekiyor. Eğer Artvin’in başında bir bela varsa herkes orada bir araya gelmeli. Artvin sevdasının türküleri bütün Artvinlilerle koro olarak söylenmeli. Ben yalandan Artvinli olanları hiç sevmiyorum. Artvin’de yaşamak benim için kutsal bir mabedi kollamak nöbeti gibidir. Düşünsenize herkes Artvin’i terk etse Artvin’in hali ne olur? Zaten bugün başımıza ne geliyorsa aşırı göçün sonucunda geliyor.
SON OLARAK NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ?
Gazetecilik mesleği içerisinde bir harfin yarısı bile olabilmişsem bu benim en büyük mutluluğumdur. Bir gün ekmeğimi gazetecilik mesleği içerisinde kazanacağımı hayatım boyunca düşünsem aklıma gelmezdi. İnsan ne oldum değil, her zaman ne olacağım demeli. Yaşadığı yer olsun, etrafındaki insanlar olsun ilgi alanında olmalı. Kötü gününde iyi gününde har zaman yanında olmalı. Keser gibi Hep bana Rabbena değil, bıçkı gibi biraz sana biraz bana olmalı. Kendiniz için istemediğinizi başkasına yapmamalısınız. Artvin’de yaşamak duvarda tutunan çiçeklere benziyor. Her türlü zorluğuna rağmen Artvin’de yaşamaya değer. Artvin’de yaşadığım için kendimi şanslı görüyorum. Bana 08 Haber gazetesi olarak bu imkânı verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
Bu haber 3155 kez okundu.
Yazan :
Kaynak : Sami ÖZÇELİK