Birçok insan Artvin gibi küçük illere gelmemek için çeşitli bahaneler ortaya koyar, siyasetçileri devreye sokar. Çok az insan bu fedakârlığı yapar. Ya da çok özel nedenlerden dolayı tercih eder.
İşte bu özellikleri üzerinde taşıyan, aslen Artvin Şavşatlı olan Hakan Kaya 7 yıl önce kendisinden bizimle Artvin’de çalışır mısınız diyen Şekerbank’ın teklifini kabul etmiş. Ve o tarihten buna da Artvin Şekerbank Şubesi’nde gelerek çalışmaya başlamış. Hakan Kaya Şekerbank Artvin Şubesi Müdür Yardımcısı olarak görev yapmış. İki üniversite bitirmiş, işinde uzman ve Artvinlilerin sevdiği bir bankacı.
Artvin Şekerbank Şubesi’ne yeni atanan Vekil Müdür, Kaya’yı Genel Merkeze şikâyet edince Şekerbank Genel Müdürlüğü kendisini başka şubelere göndermek istedi. Ancak Kaya, önce kendisini şikâyet edenlerin iddialarını ispatlamalarını istedi. Genel Merkez’in bu yönde eğilimi olmayınca da özveriyle çalıştığı kurumdan istifa etti.
Artvin’den ayrılmak istemediğini belirten Bankacı Hakan Kaya 08 Haber gazetesi muhabiri Sami Özçelik’e yaptığı açıklama da;”
2007 yılından bu tarafa Şekerbank Artvin Şubesi’nde Müdür Yardımcılığı görevini yapıyorum. Benim en önemli idealim, çalışma ortamının huzuru ve çalışanların motive edilmesidir. Bugüne kadar da böyle çalıştım. Ancak en son gelen Şube Müdürü’nün beni Genel Merkez’e buradaki çalışma huzurunu bozuyor mealinde şikâyet etmesi sonucu gelişen süreçte istifaya kadar geldim ve çalıştığım kurumumdan ayrıldım. Ancak ayrılırken hakkımı da aramak için savcılığa şikâyet ettim. Çünkü bana isnat edilen veya şikâyet edilen konunun ispatını istiyorum. Madem şikâyet edilmişim, şikâyet edenin bunu ispatlaması gerekiyor.
Benim kurumda hiç kimseyle sorunum olmamıştır. Bırakın sorunu iki kişi sesini yükseltince hemen araya girip sükûneti sağlardım. Benim zoruma giden nedensiz bir şekilde sadece söylentiyle o da çok basit bir gerekçeyle, savunma yapamadan, bu hakkı kullanamadan başka bir yere gönderilmek istenmesi. Yeni, gelen müdür buradan gidebilmek için araya siyasetçileri koyarken, ben tam aksine Artvin’de kalabilmek için çabalıyorum. Bu sorunumu birçok özel insanlarla paylaştım. Artvin’den gitmek istemeyen bir kişiyim.
Ben Artvin’i seviyorum. Şunu istiyorum. Artvin insanı memleketine memleketinde hizmet edebilmeli. Maalesef okumuş insanlarımız Artvin’e hizmet edemiyor. Buraya gelenler buradan gitmenin hesabını yapmaya başlarken, beni hafta içi mesai saatlerinde işyerimde, hafta sonu dağlarında, köylerinde, ilçelerinde görürler. Doğayı çok seviyorum. Açıkçası Artvin’den ayrılmak istemiyorum. İki üniversite bitiremedim. İş deneyimim var.
Batıya nereye gitsem anında iş bulabileceğim, günümüzün en geçerli mesleklerinden birisine sahibim. Ama dediğim gibi ben Artvin’den ayrılmak istemiyorum. Şayet, benim mesleğime uygun iş bulursam yine gitmeyeceğim. Benim üzüldüğüm bir insan kolay yetişmiyor. Bir meslek sahibi olmak kolay değil. Harcanması da bu kadar kolay olmamalı. Eğer, mesleki veya yüz kızartıcı nedenlerden dolayı bir şikâyet olsa, başımı öne eğer çeker giderim. Ama hiçbir suçum olmadan birisi şikâyet etmiş, hiçbir kanıt olmadan bir insanın mesleğiyle ekmeğiyle oynanıyorsa kurumun da personeline sahip çıkması gerekmez mi? Kırgınlığım sadece bundandır.
Ben halen Artvin’den gitmek istemiyorum. Ama mecbur kalırsam, eşyalarımı yüklersem, kamyon sinyalini Hopa Cankurtaran’dan tarafa çevirirse bir daha da gelemem, geriye dönemem.”dedi.
Bu haber 76560 kez okundu.
Yazan :
Kaynak : Sami ÖZÇELİK